21 Kasım 2008 Cuma
District X : Mr.M


Hikayemizin geçtiği yer serinin isminden de anlaşılabileceği gibi New York sınırları içerisinde bulunan District X. Burası öyle bir yer ki kargaşanın sona ermesi mümkün değil. Çünkü kasaba halkının çoğunluğunu mutantlar oluşturuyor. Mutant olmayan azınlık arasında ise baş karakterimiz polis memuru Ismael Ortega var. Tabi ki de bu iş Ortega’nın tek başına altından kalkabileceği bir iş değil. X adamlardan da biraz olsun tanıdığımız, en azından “aa ben bunu görmüştüm” diyebileceğimiz Lucas Bishop, Ortega’nın yardımcısı olarak atanıyor. Aksiyon, mutantlarda ayrı insanlarda ayrı reaksiyon gösteren bir uyuşturucuyla başlarken, aşırı derece güçlerini kullanmakta problemleri olan mutantın (Mr.M) New York’u patlatma riskiyle sona eriyor. “Vay be hikaye nerden nereye geldi” dedirten bu seride aradaki bağlantılar da güzel kurulmuş. Mr.M’in ardından Underworld ve One of Us ciltleri geliyor. Her ne kadar bol aksiyonundan ötürü seriyi sevmiş olsam da diğer ciltleri okuma gereği duymuyorum. Bol mutantlı çizgi roman sevenlere önerebilirim.


Yazar: David Hine
Çizer:
David Yardin
Yayıncı:
Marvel Comics
 
06:37 sularında bloglarimsizi yazdı çizdi | Permatik | 0 yorum
20 Kasım 2008 Perşembe
Kingdom Come

Süper kahramanların gelecek tasvirleri hep çok ilgimi çekmiştir.Sanırım bunun en önemli sebebini yazar-çizer takımının geleceği bir distopya olarak tasvir etmesi oluşturuyor...Zaten hep sahip olunan büyük bir gücün eninde sonunda ona sahip olanı canavarlaştıracağını düşünmüşümdür ve bu yüzden her süper kahraman potansiyel birer canidir...

Neyse lafı fazla dolandırdım;Kingdom Come normal DC evreninden sadece bir kaç 10 yıl sonrasında geçiyor.Bizim eski geleneksel süper kahramanlarımız kendi kabuklarına çekilmişler ve yerlerini yüzlerce farklı süper kahraman almış durumda.Batman kendi şehrini bat-robotları ile yönetmekte, Superman eski bir davanın burukluğu ile gizli kimliğini tarihe gömmüş durumda vs.Yalnız bu yeni yetme kahramanların bir sorunu vardır; bu kahraman bolluğunda ortada her hangi bir süper kötü kalmamış durumdadır.O yüzden bu arkadaşlarda artık sıkıntıdan mı yoksa sadece kibirden mi bilemediğim sebeplerden birbirilerine dalmaya başlıyorlar.Ortalık fazla bunlanınca eski dostlarımız duruma el koymaya karar veriyor ve olaylar gelişiyor.Ha tabi bu arada Lex Luthor'da kendi hain planlarını (eheh hep bu kalıbı kullanmak istemişimdir) hayata geçirmek için bir yandan çabalamaktadır.

Kingdom Come 'ın içinde DC evrenine ait hemen her karaktere bi gönderme bulabilirsiniz, hatta o karakterlerin kendilerini de bulabilirsiniz.Alex Ross' un enfes çizimleri eşliğinde pek çok harika sahne hayat bulmuş durumda.Yazar Mark Waid ile birlikte ikisi harika bir işe imza atmışlar.Özellikle Captain Marvel ve Superman arasındaki sahne ile armageddon sahneleri beni benden aldı.

Kısaca alın, okuyun pişman olmayacaksınız.Bu 4 sayılık mini öykü okuyup bitirdiğinizde sizde pek çok ilginç fikir oluşturacaktır, eminim...

Etiketler: , ,

 
02:43 sularında mubuto yazdı çizdi | Permatik | 1 yorum
15 Kasım 2008 Cumartesi
Batman:The Killing Joke

Hazır bizim topraklarımızda kendi dilimizde de yayınlanmışken bu enfes çizgi roman hakkında bir kaç kelam edeyim istedim.Yayınlandığı 1988 yılında büyük beğeni toplayan bu güzel öykünün sayfa sayısı pek fazla değildi; sadece 46.Ancak bunun esas sebebi hikayenin bir seri içinde değil başlı başına bu formatta yayınlanıyor olmasıydı.

Joker'in orjin öyküsünü anlatmak aslında DC 'nin aldığı büyük bir riskti.Çizgi roman tarihinin en korkunç villain ının, Batman'in baş düşmanının geçmişi her zaman için bir soru işaretiydi.Tek bilinen bir asit kazanının içine düşen bir adamın Joker'e dönüşmüş olduğuydu...Daha önce ikinci Robin vakasında okuyucudan büyük tepki alan firma ikinci kez büyük bir risk almış oluyordu.Ama burada DC yöneticileri işi çizgi roman olayını aşmış bir adama vererek, hikayeyi Alan Moore'a teslim ederek mükemmel bir iş başarmışlar.Ortaya çıkan mini öykü bu asit kazanı olayından önceki Joker'le de tanıştırıyor okuyucuları.Başarısız bir komedyenin trajik sonunu bir Batman-Joker öyküsüne paralel işliyor ve bunu yaparken de okuyucunun kafasında bir çok soru işareti bırakıyor.Örneğin hikayenin bir yerinde Joker, "Bir geçmişim olacaksa çoktan seçmeli olmasını tercih ederim" diyerek başından beri izlediğimiz öykünün belki de gerçek olmadığını söylemeye çalışıyordu.Kim bilir...

Joker'in orjini dışında hikaye, alt metinde Batman ve Joker'in aslında psikoloji olarak birbirlerine ne kadar yakın olduğunuda gösteriyor.Zaten Joker'de bunu bir fıkra ile pekiştiriyor, hikayenin dehşet verici finalinde...

"Dışarıda ki insanlar ile aramda sadece tek bir kötü gün var!" diyen Joker'in deliliğe övgü sayılabilecek fikirleri, bence son Batman filminde de doğrudan karşılık buluyor.Şöyle de diyebilirim; oradaki Joker karakterini sevdiyseniz, aslında onun orjinali tam olarak budur...Zaten maalesef filmin çekimleri bitmeden kaybettiğimiz Heath Ledger' ın da rolüne hazırlanırken kullandığı iki çizgi romandan biri buymuş.

Hikayenin çizimleri ise bir kaç yerde artık ikon haline gelmiş sahneler barındırıyor.Çizer Brian Bolland zaten bu hikayeden sonra başka bir projede çalışmamış.Ancak hikayenin 20. yıldönümü sebebiyle the Killing Joke' u tekrar renklendirmiş ve bence böylesi daha güzel olmuş.Özellikle kırmızı vurgusu hikayenin ruhuna çok iyi uymuş.

Hani ingilizce ile aranız olmayabilir de okumazsınız bu hikayeyi ama bakın artık tamamen türkçe!Mümkünse ingilizcesini okuyun ama ingilizcem yetmez diyorsanız türkçesi de fena değil.Şiddetle tavsiye ediyorum ve delilik en güzel kaçıştır diyorum hahahahahaehehe...öhöm...fazla çizgi roman okuyorum....

Yazar: Alan Moore
Çizer: Brian Bolland
Yayıncı: DC Comics
Yayın Tarihi: 1988
Puan:

Etiketler: ,

 
09:47 sularında mubuto yazdı çizdi | Permatik | 0 yorum
Low-Five
*Bu bölüm adı sanı diğer Marvel Comics ve DC Comics çizgiromanları kadar duyulmamış , önemsenmemiş , ezilmiş , büzülmüş , hep bir kenara atılıp Rıza Çalımbay olmuş ama kalitesinden zerre yitirmemiş çizgiromanların yeridir.





1. Proposition Player



The Fables'ın yaratıcısı Bill Willingham'ın bir diğer kitabı , Proposition Player , 6 sayılık bir mini seri. Kitap kelimelerle anlatılamayacak kadar eğlenceli ve akıllıca kurgulanmış. Ben zannetmiyorum ki , bir okuyan sıkılsın bu kitaptan ya da sonunda ağzında acı bir tat bıraksın. Vertigo'nun basmış olduğu en iyi kitaplardan , kesinlikle.

Kitabın konusu ise şu; Yıllarca Las Vegas kumarhaneleri tarafından sırf oyundaki bahisleri yükseltsin diye işe alınan ve "sahte oyuncu" (kitabın başlığı da yaklaşık bu anlama geliyor) olarak kariyer yapmış Joey Martin , bir gün iş arkadaşlarıyla bar'da içip şakalaşırken , (tabi abimizin kafası da pek güzel bu sırada) , Tanrı'nın varolup olmadığıyla ilgili başlayan bir iddia sonucu beleş bira karşılığında 32 insana ruhlarını Joey'e sattıklarına dair imza attırıyor dandik bir parşomene. Daha sonra iş ciddiye biniyor tabi; Tanrı ve Şeytan , bu 32 ruhu kendi bahçelerine alabilmek namına farklı kılıklarla dünyaya iniyor ve Joey'i bu parşomeni kendilerine satması konusunda ikna etmeye çalışıyor...

Kitabın tek kötü yanı denilebilecek nokta , kitabı bitirdiğinizdeki "keşke sonu daha güzel olsaydı" hissiyatı. Ancak , bunu dedim diye yanılma olmasın , sonu bu haliyle de kötü değil.
Yazar: Bill Willingham
Çizer: Paul Guinan
Yayıncı: Vertigo
Yayın Tarihi: 1999
Puan:

2. Common Grounds



Common Grounds , tek bir yazar ve irili ufaklı pekçok çizerden oluşan bir güruhun ortaya çıkarttığı bir çizgiroman. 6 sayılık bir mini seri olarak Top Cow Comics tarafından yayınlanan Common Grounds'ın arkasındaki beyin , fan-favorite yaratıcı Troy Hickman (Twilight Guardian) tabi ki de. Her sayısı birkaç sayfalık kısa hikayelerden oluşan çizgiromanın çizer kadrosunda Mike Oeming , George Perez , Chris Bachalo , Dan Jurgens , Angel Medina , Sam Kieth , Carlos Pacheco ve Ethan Van Sciver gibi superstar çizerler göze çarpıyor.

En ufak parçasına kadar sizi sıkmayacak , elinizden bırakmak istemeyeceğiniz , bittiğinde de "keşke daha da fazlası olsaydı" diyeceğiniz Common Grounds , arşivde bulunmazsa ayıp olacak serilerden.

Bütün bir konusu olmayan bu çizgiromanda , bütün olaylar , seriye de adını veren Common Grounds adındaki bir restoranın etrafında geçiyor. Aktörler ise super kahramanlar. Donut yiyen , sıçtıktan sonra tuvalet kağıdı bulamayan super kahramanlar...

Yazar: Troy Hickman
Çizer: Mike Oeming , Chris Bachalo , Dan Jurgens , George Perez , Angel
Medina , Sam Kieth , Carlos Pacheco , Ethan Van Sciver , etc.
Yayıncı: Top Cow
Yayın Tarihi: 2004
Puan:




3. The Pro



En beğendiğim iki yazardan biridir Garth Ennis , diğerine de sıra gelir elbet yakın gelecekte. Bu gezegenden olmadığını ya da bu gezegeni herkesten daha iyi bildiğini düşündüğüm Ennis , yine yapacağını yapıyor ve bu sefer de hikayenin göbeğine fahişelik yapan bir super kahraman koyuyor. 2002 yılında one-shot olarak yayınlanan bu kısa hikayede sadece eğlence var. Daha fazlasını aramayın , daha azını düşünmeyin.


"Fazla söze gerek yok" tadında bir yazı yazmayı planlarken uçtuk yine , ancak , yine de , o sıra yazmak istediği kitabın arka kağağındaki o üç mısrayı yazmak ister bu deli gönül ,-kitabın daha d iyi anlaşılabilmesi namına;


"She curses ,
She smokes ,
She BLOWS...
...away the competition."


Dip not: Hikayedeki diğer karakterler , ünlü superkahramanların parodileri. Superman , Batman , Green Lantern , Wonder Woman , Flash ve Robin , bu hikayede inceden ti'ye alınan karakterlerin tamamı.


Yazar: Garth Ennis
Çizer: Amanda Conner
Yayıncı: Image Comics
Yayın Tarihi: 2002
Puan:


4. Kinetic





Neden Vertigo'dan değil de DC Comics'in ana yayınından çıktığını anlamadığım bir seri daha. Nedenini bilmediğim , bilsem de anlayamayacağım bir sebepte ötürü 8. sayısı çıktıktan sonra yayından kaldırılan Kinetic , bir lise öğrencisinin etrafında dönüyor. Tom Morell adındaki "liselim" , Emrah'tan da çok çile çekmiş genç bir çocuk. Neden diye soracak olursanız (ki sormanız lazım) , kendisi hem hemofili , hem diyabet hastası ve de distrofi hastalıklarından müzdarip. Rahatsızlığı yüzünden psikolojisi de pek sağlam olmayan depresif bir genç ve sürekli ölümle burun buruna geliyor. Bir gün , gece uyurgezer halde yürürken bir kamyonun çarpması sonucu super güçlerinin farkına varıyoruz Tom'un. O , bunu başta gece gördüğü bir rüya sansa da...

Müthiş bir melankoliye bağlıyorsunuz Kinetic'i okurken. İçiniz bir fena oluyor , çıkıp bir sigara yakmak istiyorsunuz. Fazla diyaloğun geçmediği , okuması kısa ve keyifli olan bir hikaye. Tek eksiği de bu zaten. Tabi buna eksik denilirse.


"Unbreakable meets Donnie Darko..."

Ben demiyorum , onlar diyor.


Yaratıcı: Allan Heinberg
Yazar: Kelley Puckett
Çizer: Warren Pleece
Yayıncı: DC Comics
Yayın Tarihi: 2004
Puan:



5. Fragile


Yazarın yorumu kendine göredir her zaman , geneli bağlamaz pek. Her ne kadar karışık ve birbiriyle tutarsız tepkiler alsa da bu kitap , ben beğendim. Ancak , tam burada , ilk cümlenin anlam ve önemine geri dönüyoruz. Bu kitabı beğenmemde , zombi konseptinin hastası ve hayranı olmamın etkisi olabilir. O yüzden de bana tam güvenmeyin. En azından şunu diyebilirim; diğer zombi hikayelerinden farklı bir tat alacağınız kesin.

Çünkü , bütün hikayeyi iki kelimeye indirgemek isteyceksek eğer , hiç düşünmeden "Zombi aşkı" diyebiliriz. Evet , zombi aşkı , doğru duydun ey okur. Dünyanın zombi belasına kabus gibi battığı zamanlarda geçen hikaye , hem zombi filmlerinde ve kitaplarında karşımıza çıkmasından bıktığımız kaotik gelecek şeklinden farklı bir gelecek sergiliyor (insanlar zombileşince sadece "hayat enerjileri gitmiş oluyor" , önceki yaşamlarına aynı bilinçle devam edebiliyorlar. zombiler , korkulu rüya değiller anlayacağınız.) , hem de insanı önceden nasıl olabileceği konusunda meraklandıran "zombilerin aşkı" gibi enteresan bir konu içeriyor.

Zombi hikayelerini sevenler , muhakkak okumalılar.


Yazar: Stefano Raffaele
Çizer:
Stefano Raffaele
Yayıncı:
DC/Humanoids
Yayın Tarihi:
2005
Puan:

Etiketler: , , , , ,

 
05:05 sularında cogito yazdı çizdi | Permatik | 0 yorum
12 Kasım 2008 Çarşamba
Starman: Sins of the Father (Vol. 1)

James Robinson , yeni tanıştığım bir yazar. Okuduğum ilk kitabı Starman , hatta en ünlüsü de. Adını geçmiş zaman içerisinde orada ve burada duyduğum bir çizgiroman ve aynı zamanda , en son okuduğum. Kitaba bayıldım. Güzel insan Mike Allred'in önsözüyle gazlandıktan sonra (ki kendisi Starman'in "tarih boyunca yazılmış en iyi superhero kitabı" olduğunu iddia ediyor en mütevazı haliyle) , ayrı bir gözle başlıyorsunuz hikayeye. Normalde önsözleri sevmem , bir başka kitabın önsözünden araklayacağım üzere , önsözler genellikle heyecanla eline aldığın kitabı "spoile" eden paragraflar topluluğundan öte bir şey değil. Aslında tam bu noktada , blog'umuzun Ayın Kapağı kısmına benim fotoğrafımın konması gerekiyor. İnanılmaz bir hikaye , sürükleyici anlatım ve Tony Harris'in neden olduğunu anlayamadığım şekilde kendisine hasta eden çizgileri.

İlk Starman Ted Knight artık yaşlanmış ve yerine iki oğlundan biri , David Knight , bakıyor. Yeni kostümlü o yani. Ancak David'in bir suikast sonucu ölmesi işleri karıştırıyor ve DC evreninde Amerika'nın en güvenli şehri olarak gösterilen Opal City'de kıyamet başlıyor. Baba Ted Knight'ın en büyük düşmanlarından The Mist'in o çok sevdiği şehrine saldırması üzerine , ailede hep geri plana itilen diğer oğul , Jack Knight , alıyor eline Cosmic Rod'unu ve şehri kurtarmaya çalışıyor , "ve olaylar gelişiyor"...

1994-2001 yılları arası basılmış bir seri Starman , ve DC'nin kilometre taşlarından. İlk kitabı Sins Of The Father , 5 Eisner ödüllü. Tek beğenmediğim nokta bazı sayıların illa 24 sayfa kuralına uyma uğruna bir anda bitivermesi ve birçok yerinin sığdırma kaygısına kırpıldığı hissiyatı. Must-read diyorum , entry'yi noktalıyorum.

Yazar: James Robinson
Çizer:
Tony Harris
Yayıncı:
DC Comics
Puan:

Etiketler: , ,

 
08:16 sularında cogito yazdı çizdi | Permatik | 0 yorum